Jandarma Genel Komutanlığı Subay, Astsubay, Uzman Erbaş ve Memur Alımları. >>> TIKLAYINIZ <<<<
Jandarma Forum sayfasına hoşgeldiniz, sitemiz günden güne gelişmektedir. Amacımız doğru ve güncel bilgiyi paylaşmaktır. Sizlerde tecrübeli olduğunuz ve uzmanlaştığınız konularda paylaşım yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Sitemiz nezdinde kurumları yada kişileri hedef alacak söylemler ile kurumlara ait Hizmete Özel, Gizli vb. dereceli evrakların paylaşımı yasaktır. Ayrıca kişi ve kurum ile ilgili forumda açık bilgiler paylaşılması yasaktır. Sitemizde paylaştığımız konularda alıntıladığımız bazı kanun maddelerinde konuyu incelediğiniz gün itibariyle ilgili kanun maddesinde tümüyle veya kısmi değişiklik yada tamamen hükmünü yitirmiş olabileceğini, dolayısı ile bu konulara göre hareket edilmemesi gerektiğini, paylaşılan bu konuların fikir edinilmesi amacıyla paylaşıldığını unutmayınız. jandarmaforum.com bu anlamda her hangi bir sorumluluk kabul etmemektedir. İyi Forumlar, Dileriz. Jandarma Forum Yönetimi.

Yeni Güvenlik Anlayışı

Kolluk personeli açısından önem arz eden makale ve dergi yazıları
Forum kuralları
Forumlarda soru sormak, bilgi danışmak yada bildiğiniz bir konuda paylaşım yaparak katkıda bulunmak için ve forumlardaki içeriklerden tam olarak faydalanmak/görüntülemek için ÜYE olmanız, üye iseniz ÜYE GİRİŞİ yapmanız gerekmektedir. Forumlarda kişi ve kurumlarla ilgili açık bilgiler paylaşmak yasaktır. Forumlarda şahısları hedef alan paylaşımlar yasaktır.
Jandarma Subay, Astsubay ve Uzman Erbaş Alımları 2023 yılı idari para cezaları Acil Yardım/İhbar/Danışma Hatları - Önemli Telefon Numaraları Mutluluğa Kurşun Sıkma SGRadyo Polis Radyosu Askeri ve Mesleki Tanımlar Askeri / Mesleki Nezaket ve Görgü Kuralları Trafik Cezaları Jandarma Telefon Rehberi GGM Adres ve Telefon Numaraları AMATEM Adres ve Telefon Numaraları
Kullanıcı avatarı
admin
Doğrulandı
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 1784
Kayıt: 25 Mar 2019, 01:03
Konum: https://jandarmaforum.com
İletişim:
Durum: Çevrimdışı

Yeni Güvenlik Anlayışı

#1

Mesaj gönderen admin »

A- Giriş:

Günümüzde bazı yaşanan olaylar karşısında, bazı olguların eskidiği, bazı kavramların ise yeniden tanımlanması gerektiği gözlenmiştir. Bu kavramlardan yeniden tanımlanması gereken bir kavram da “Güvenlik” kavramıdır. Artık klasik sosyolojinin bile sorgulandığı, bazı yazarlara göre ise, klasik sosyolojinin çöktüğü bir zamanda bazı kavramlar yeniden tanımlanmalıdır. Güvenlik; küreselleşme, teknolojinin gelişmesi, yeni tehditler sayesinde yeniden tanımlanmayı ve yeniden kurgulanmayı gerektirmiştir. Yeni tehditlerin, yeni mücadelelerin ve yeni çatışma şekillerinin ortaya çıkması “Klasik Güvenlik” anlayışının, bu tehditleri ve gelişmeleri anlamlandıramaması durumunu ortaya çıkarmış, “Yeni Güvenlik” anlayışı ortaya çıkmıştır.

Güvenlik; basit tanım olarak bir kimsenin, bir topluluğun, bir şeyin tehlikelerinden uzak olma, güven içinde bulunması durumu olarak tanımlanabilir. Diğer bir tanımda ise, bedene zarar verebilecek tehlikeli durumları asgariye indirmeye ya da ortadan kaldırmaya yönelik etkinlikler olarak tanımlanabilir.

Burada güvenlik kavramının farklı tanımlarının olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu farklı güvenlik tanımlarının temel noktalarını sunmakta yarar vardır.

1) En basit somut tanımı tehlikenin olmamasıdır.

2) Tehlikenin var olmadığına ilişkin bireysel inanç ve huzur.

3) Siyasi, maddi ve ekonomik koşulların böyle bir psikolojik durumu yaratmasıdır. Genel anlamdaki bu güvenlik ihtiyacı sadece güvenlik kurumları ve politikaları ile değil, devletin siyasi ve ekonomik v.b. politika ve uygulamalarıyla karşılaşabilmektedir.

B- Geleneksel Güvenlik:

Geleneksel güvenlik politikalarının bizi getirdiği nokta bugün tüm dünyanın gereğinden çok fazla silahlanmış olmasıdır. Geleneksel güvenlik anlayışı egemen devlet kuralına dayanmaktadır. Bu anlayışa göre en önemli değer, devlet topraklarının (fiziksel olarak) korunmasıdır; ulusun ekonomik refahı da buna bağlı olarak sağlanacaktır. Savunma, ülke sınırlarının dış tehditlere karşı korunması anlamına gelmiş, bu çerçevede ülkelerin kıyı sularının uzunluğu top atışı mesafesine göre belirlenmiştir. Bu geleneksel güvenlik anlayışı ülkelerin çıkarlarına göre genişletildiği zamanlarda ticaret yollarının ve dış kaynakların savunulması yada tek ulus yerine ittifak çıkarlarının korunması anlamına gelmiştir. Soğuk savaş dönemi geleneksel güvenlik politikalarının pek çok örneğini içermektedir.

Bundan yüzyıl önce 1899`da yeni başlayacak olan 20.yüzyılın evrensel barış getireceğini, tüm devletlerin birlik ve beraberlik içinde yaşayacağı artık savaşların sona ereceğini düşünenler vardı. Oysa 20.yüzyıl insanlık tarihinin en çok savaşılan en kanlı yüzyıl olmuştur. Endüstri Devriminin sonucunda ortaya çıkan dev bir silah endüstrisi sektörü giderek daha güçlü silahlar üretmiştir. Kuşkusuz bu sektör savaşlarla dolu istikrarsız ve güvensiz bir dünyada daha çok kazanç sağlayacaktı.

Her yeni buluşta daha önce görülmemiş güçte silahlar üretildikçe bazı kesimler artık savaşların amacını aşacak derecede güçlü olduğunu ve kullanamayacağını düşünmüşlerdir. Oysa savaşlar sona ermediği gibi giderek daha ölümcül hale gelmiştir. 20.yüzyılda silahların yıkıcı, yok edici ve öldürücü gücü o kadar arttı ki 1957`de “overkill” sözcüğü kullanıldı. Yani gerektiğinden fazla öldüren, hatta ölümü de aşan, öldürmenin de ötesinde etkileri olan bir silahlar. Bu bir silahın kullanım amacının gerektiğinden çok daha fazla yok etme gücüne sahip olması demektir.

İnsan varoluşundan bu yana, milyonlarca yıl doğal güçlerle mücadele etmiş, tüm zorluklara karşın hayatta kalmayı başarmış bir canlı türüdür. Ancak 20.yüzyılda yaşananlar önceki yüzyıllardan çok farklıdır. Bu yüzyılda nüfus artışı ve ekonomik büyüme (üretim) hızı tarihte görülmemiş boyutlarda olduğundan değerinin tükenmesi de aynı ölçüde hızlanmıştır.

C- Yeni Güvenlik:

Yirminci yüzyılın sonlarına doğru doğal yaşam destek sistemlerinin (hava, su, toprak, doğal kaynaklar, iklim, biyolojik özellikler v.b.) bozulduğunun anlaşılması ve bunun bir tehlike ve tehdit olarak algılanması sonucunda çevre güvenliği kavramı ortaya çıkmış ve klasik güvenlik stratejilerin yerini almaya aday olmuştur. 20.yüzyıl uygarlığının en belirgin ve en yaygın ekonomik hedefi “endüstrileşme” olmuştur. Modern insan doğanın güçlerini yenerek daha rahat bir yaşama kavuşurken, ekonomik verimliliği artırma çabasının doğal kaynakları bozucu, kirletici ve tüketici etkinlikleri olduğunu ancak 1960’lardan itibaren anlayabilmiştir. Bundan sonrada çevre sorunlarının uluslararası gündeme gelmesi ve resmi işbirliği gayretlerinin başlaması son derece yavaş olmuştur. Aşırı nüfus artışı,kıtlık, kitlesel göçler, tehlikeli ve endüstriyel atıklar, nükleer-biyolojik-kimyasal kitle imha silahları, küresel ısınma suların yükselmesi, nükleer santral kazaları ve muhtemel nükleer silah kullanımı, bulaşıcı hastalıklar, orman kayıplarının neden olacağı doğal afetler, toprak kaybı, çölleşme, sonuçları itibariyle istikrarı bozucu niteliktedir.

Çevre tehditlerini algılamak, gözlemlemek ve önemini anlamak zordur. Karşınızda geleneksel silahlarla savaşacak somut bir düşman yoktur. Çevre güvensizliği,aç ve hızla çoğalan insan nüfusuna karşın tükenen hava, su ve besin kaynakları demektir. Ne çölleşmeye karşı top-tüfek kullanılabilir, ne de iklim değişikliğine karşı füzeler işe yarar.

Şimdi tarihte ilk kez bu gezegenin kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeği ve bu gerçeğin önemi anlaşılmıştır. Fakat bugün bu yeni tehditle karşılaşan insanlık hala dünün siyasi ideolojisi ve sosyal kültürü ile donamlıdır ve bunları yolun gelecekte değiştirilmesi olası değildir. İnsanlık, geleceğin sorunlarına da dünün değerleri ve yöntemleri ile cevap vermeye çalışacaktır.

Ekolojik kıtlık ve sıkıntılara karşı yüzyıllarca kullanılmış realpolitik stratejileri kullanacak dar ulusal çıkarlar doğrultusunda güçlü ve güçsüz taraflar çatışacak, sonuçta güçlü olanlar kıt kaynakları ele geçireceklerdir. İnsanlık tarihi bunun örnekleriyle doludur.

D- Geleceğin Çatışmaları

Ancak günümüzün ve geleceğin çatışmaları aşağıda sayılan nedenlerden dolayı daha geniş boyutlu daha ölümcül ve yıkıcı ve daha uzun olacaktır.

1) Silah teknolojisindeki gelişmeler hem zararın boyutlarını büyütmekte hem de bunların üretiminden ve kullanımından doğan atıklar çevreye zarar vermektedir. Özellikle kitlesel kitle imha silahları ve uzun menzilli füzelerin kullanılması, asker-sivil ayrımını kaldırdığı için, sivil ölümlerinde de artış olmaktadır.

2) Uluslararası ekonomik karşılık-bağımlılık da çatışmaların boyutlarını genişletecektir. Ekonomik entegrasyon ile ülkelerin ekonomileri birbirine sıkı sıkı bağlanmış ve bunlar kontrol edilmeye küresel “Piyasa” çerçevesinde bir araya gelmişlerdir. Bu durumda herhangi bir ülkede yaşanan ekonomik sorunların ve krizlerin etkileri diğer ülkeler için de sıkıntılı olabilir ve müdahale nedeni yaratabilir ya da dünyanın bir yerinde ortaya çıkan bir çatışma ekonomik bağımlılıklar nedeniyle, dünyanın çok uzak bölgelerindeki devletleri içine çekebilir.

Yöresel savaşlar büyük göçlerin müdahalesine açık olacaktır; bu nedenle savaşların hem coğrafi alanı daha geniş hem de süresi daha uzun olabilecektir.

3) Üzerinde durulacak bir gelişme ise, bilgisayar teknolojisinin küreselleşmesini ve geniş kitlelerin kullanımına sunulması ile ortaya çıkan sanal-terörizmdir. Birbirine bağımlı entegre sistemlerinden oluşan yeni dünyada, bilgisayar sistemlerine yapılacak bir virüs v.b. bir sanal saldırıyla normal hayat akışını bozmak ve savunma sistemlerine zarar vermek çok kolaydır. Küreselleşen terör şebekeleri bu tür sanal saldırıları kullanabilir ve yaptıkları çapını dramatik boyutlara taşıyabilirler.

4) Diğer bir tehlike ise, acımasızlık ve kuralsızlık olabilir. Bu oluşum sürekli kendini yenileyebilir ve gelişmelere bağlı olarak yeni müttefikler ve kaynaklar bulabilir. Seçeceği silahlar ve saldırı yöntemleri son derece acımasız ve kuralsız olabilir. Bir gün metroda sinir gazı kullanırken, diğer bir gün nükleer santralde kaza süsü verilen bir sızıntı ve diğer bir gün ise ekonomik ve askeri birimlerin vurulması gibi. Bu terör sadece askeri değil sivil hedefleri de seçecektir. Gerçek hedeflerin yanı sıra imajlara da saldıracaktır. Tıpkı 11 Eylül 2001 tarihinde Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a yönelik saldırılarda sivillerin katledilmesi pahasına Amerika rüyası ve süper güç imajını oluşturan sembollerin yok edilmesi gibi … Küresel kapitalizmin, finansman gücünün sembolü İkiz Kuleler, masum insanlar katledilerek, ortadan kaldırıldı. Dünyanın askeri beyni olarak gösterilen Pentogon’a büyük zarar verildi.

E- Değerlendirme:

Barış sadece savaşın yokluğu demek değildir; yapısal şiddetinde olmaması gerekir. Toplumsal yapısı kültürüyle, söylemiyle, ekonomisiyle her düzeyde şiddetten arındırılmalıdır. Barış silahlar olmaksızın, siyasal yollarla geliştirilmelidir. Sorunların gerçek çözümleri köklü sosyal ve ekonomik değişimleri gerektirse de bunlardan ürkmemek gerekir; çünkü şiddetle çözümlemenin sonuçları, daha tehlikelidir. Gerçek çözümler ekonomik ve sosyal adalet, özgürlük ve eşitlik sağlamaktan geçer. Bunlar sağlandıktan sonra şiddet kullanmaya gerek kalmaz.

Doğaya karşı olsun, insanlara karşı olsun şiddetin hiçbir türü haklı gösterilemez. Duygularımıza ve düşüncelerimize hakim olan kültürün en büyük yanlışı şiddetin bazı biçimlerini onaylamasıdır. Çatışma olayları yaratan zihniyet onları çözümleyemez; o zihniyetin dışına çıkmak, yeni kavramlarla ve yeni yaklaşımlarla düşünmek gerekmektedir. Barışa ulaşmak için tek umudumuz, bu değişimi gerçekleştirecek olan kişilerdir.

kaynakça
Gülgün TUNA, Yeni Güvenlik, Nobel Yay., Ankara, 2001.
Mehmet BAL, Modern Devlet ve Güvenlik, IQ Yay. İstanbul, 2003
Nilüfer NARLI, “Yeni Küresel Tehditler ve Yeni Paradigma”, Polis Bilimleri Dergisi, Cilt 4 Sayı:1-2, 2002.

Hasan Hüseyin ÇALI - Komiser, Öğretim Görevlisi, Aksaray Polis Meslek Yüksek Okulu.
Sezgin AYHAN - 2.Sınıf Öğrenci, Aksaray Polis Meslek Yüksek Okulu.
kaynak: Çağın Polisi Dergisi

Bağlantı:
BBcode:
HTML:
Mesaj bağlantılarını gizle
Mesaj bağlantılarını göster

Bir hesap oluşturun veya forumda sizde soru sormak, fikir beyan etmek için oturum açın

Forumda yeni konu açmak veya soru sormak için üye olmanız gerekmektedir

Bir hesap oluştur

Üye değil misiniz? topluluğumuza katılmak için kaydolun
Üyeler kendi konularını başlatabilir ve konulara abone olabilir
Ücretsizdir ve sadece bir kaç dakika sürer

Kayıt

Oturum aç

  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Makaleler / Dergi Yazıları” sayfasına dön