Jandarma Genel Komutanlığı Subay, Astsubay, Uzman Erbaş ve Memur Alımları. >>> TIKLAYINIZ <<<<
Jandarma Forum sayfasına hoşgeldiniz, sitemiz günden güne gelişmektedir. Amacımız doğru ve güncel bilgiyi paylaşmaktır. Sizlerde tecrübeli olduğunuz ve uzmanlaştığınız konularda paylaşım yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Sitemiz nezdinde kurumları yada kişileri hedef alacak söylemler ile kurumlara ait Hizmete Özel, Gizli vb. dereceli evrakların paylaşımı yasaktır. Ayrıca kişi ve kurum ile ilgili forumda açık bilgiler paylaşılması yasaktır. Sitemizde paylaştığımız konularda alıntıladığımız bazı kanun maddelerinde konuyu incelediğiniz gün itibariyle ilgili kanun maddesinde tümüyle veya kısmi değişiklik yada tamamen hükmünü yitirmiş olabileceğini, dolayısı ile bu konulara göre hareket edilmemesi gerektiğini, paylaşılan bu konuların fikir edinilmesi amacıyla paylaşıldığını unutmayınız. jandarmaforum.com bu anlamda her hangi bir sorumluluk kabul etmemektedir. İyi Forumlar, Dileriz. Jandarma Forum Yönetimi.

Günümüze Şükür, Yarına Allah Kerim

Kolluk personeli açısından önem arz eden makale ve dergi yazıları
Forum kuralları
Forumlarda soru sormak, bilgi danışmak yada bildiğiniz bir konuda paylaşım yaparak katkıda bulunmak için ve forumlardaki içeriklerden tam olarak faydalanmak/görüntülemek için ÜYE olmanız, üye iseniz ÜYE GİRİŞİ yapmanız gerekmektedir. Forumlarda kişi ve kurumlarla ilgili açık bilgiler paylaşmak yasaktır. Forumlarda şahısları hedef alan paylaşımlar yasaktır.
Jandarma Subay, Astsubay ve Uzman Erbaş Alımları 2023 yılı idari para cezaları Acil Yardım/İhbar/Danışma Hatları - Önemli Telefon Numaraları Mutluluğa Kurşun Sıkma SGRadyo Polis Radyosu Askeri ve Mesleki Tanımlar Askeri / Mesleki Nezaket ve Görgü Kuralları Trafik Cezaları Jandarma Telefon Rehberi GGM Adres ve Telefon Numaraları AMATEM Adres ve Telefon Numaraları
Kullanıcı avatarı
admin
Doğrulandı
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 1784
Kayıt: 25 Mar 2019, 01:03
Konum: https://jandarmaforum.com
İletişim:
Durum: Çevrimdışı

Günümüze Şükür, Yarına Allah Kerim

#1

Mesaj gönderen admin »

Zamanın birinde bir belde halkı, devlet yönetimini tenkit eder, hallerinden şikayet eder dururmuş. Bu konu hakkında ulemadan muhterem bir zata giderek hallerini arz etmiştir, ulu zat dinlemiş gelenleri, tefekküre dalmış, sıvazlamış sakalını ve “Efendiler dünyada zulüm altında inleyen, açlıktan sefil olan, nahak yere sürünen ve ölen bunca masum insan varken sizler, kemirecek kuru ekmek, içecek çorba, yudumlayacak bulmuşken, şükür yerine nankörlük yapıyorsunuz. Tövbe edin ve geleceğin bundan beter olmaması için dua edin.”demiş.

Bende aşağıda bizzat yada vasıtalı olarak edindiğim izlenimler sonrası bu ulema zatın sözlerini hatırlayarak bu güne şükrederken gelecekte bu günlerimizi aratmaması için Allah’a dua ediyorum.

OLAY-1

Çok sevdiğim, itimat ettiğim bir dostum geçenlerde, gecenin ilerlemiş bir saatinde beni telefonla aradı ve tam 45 dakika dert yandı. Özetle şöyle diyordu;”Kemal’ciğim geçenlerde bir alacak nedeniyle, bana tarif edildiği adrese gitmek için saat 20.00’da Beyoğlu Ağa Camii’nin yanındaki sokaktan aşağı indim, Tarlabaşı Caddesini geçip karşıki aynı caddenin devamına girdim. Sakız Ağacı Caddesi mi ne imiş. Caddenin başında 4 polis bulunan bir ekip otosu park halindeydi. Hava henüz kararmak üzereydi. Daha henüz 50-60 metre gitmiştim ki sağda solda evlerin kapı önlerinde 5-6 tane acayip insanlar başıma üşüştüler, kılık kıyafetleri kadın, sesleri erkek sesi idi. Amca beni götür 50’ye olur, öteki beni al 30’a olur, biride 3 gündür lokma yemedim karın tokluğuna götür diye avaz avaz bağırıp elimden kolumdan, ceketimden çekiştirmeye başladılar, biri bir poşet vardı elimde onu kaptı kaçtı evlerden bakışanlarla esnaflardan yardım istedim aldıran olmadı. Can havliyle sokağın başına koştum ekip polislerinden yardım istedim. O acayip dönmeler toz oldular. Polis., biz bunlara karışamayız, savcılık bunları kendilerine götürmememizi istiyor, cezası yokmuş, zaten psikopatlar, başımıza bela olurlar, varsa şikayetin 3 sokak ilerde karakol var oraya git dedi. Bende gittim karakola, kapıdaki polise geliş nedenimi anlattım ve yetkili amiri görmek istediğimi söyledim. Polis, gayet lakayt bir ifadeyle o sokakta ne işim olduğunu sorarak nerdeyse alay etti. Devamlı Avrupalı olduğumuzu, uyum yasalar nedeniyle polisin elinin kolunun bağlandığını, polisin yardımcı olamayacağını sırıtarak söyledi. Şok oldum, İlçe Emniyet Müdürlüğü imiş, vazgeçtim derdimi anlatmaktan ve aradığım kişiyi telefonla aradım, bulunduğum yere çağırdım, meseleyi tanıdığı bir esnafın dükkanında hallettik. Dükkan sahibi ve muhatabım olan esnaf, polisin evleri ve kişilere göz yumarak nerdeyse mano aldıklarını söyleyince, şahsınızda saygı ve güven duyduğum Polis hakkında iyi niyetim kötüye dönüştü, sen ne dersin bu işe?”

“Ben ilgilileri arar konuyu iletirim…”dedim ve konuşmayı bitirdim. Yaptığım temas ve edindiğim bilgiler muhatabımı ne yazık ki haklı çıkardı. Böyle bir rezaletin yaşandığını, yaşanacağını, mevcut yasalar ölçüsünde polisin elinin kolunun bağlandığını, toplumun geleceğinin çok karamsar olduğunu üzülerek görür oldum.

OLAY-2

Ramazanın 29’u, günlerden Cuma,camiye gitmek üzere evin önüne çıktım, kapıda komşumu bekler buldum. Bir hayli zaman vardı, sohbete başladık. Özel bir oto çok süratle sokağa girdi ve biraz ilerimizde durarak dönüş için durdu ve dönüş yapmak için manevraya başladı. Bu esnada apartman komşum genç delikanlı taksi plakalı otosuyla evin önüne park etmek üzere iken diğer otonun manevrasını 40-50 saniye aksattı. Özel oto sürücüsü el kol hareketi yaparak taksiyi sıyırırcasına yanımızdan geçip 25-30 metre mesafedeki bir iş yerinin önünde durdu. Sürücü araçtan inince oradan komşum taksi sürücüsüne tersçe nazar affedince komşum sürücü O’na hitaben” 1 dakika beklesen ölür müsün, bu mübarek günde bela olma “ diye bağırdı. Karşı ki zat arabadan bir saldırma bıçak çıkararak galiz küfürlü sözlerle bize doğru yöneldi. Ben “Delikanlı saldırma ile bir şey olmaz silah çekte gel bari.”diye alay edercesine bağırdım. Şahıs birkaç adım daha attı ve yanımızdaki sürücüye “senin başka türlü hesaplaşacağız.”diye bağırarak geri döndü ve dükkana girdi.

Komşum ve ben komşumuz delikanlıya itidal tavsiye edip camiye gittik. Dönüşünde İlçe Emniyet Müdürünü aradım, görüşmek istediğimi söyledim. Çok kibar ve saygılı bir delikanlı imiş, kısa sürede evin önüne geldi. Kısaca konuyu anlattım, ne yaparız diye sordum. Kibar ve nazik müdür kardeşim soruma çok manidar bir tebessümle cevap verdi. Adeta “Sayın müdürüm, mevcut şartlarda eli kolu bağlı polis bu konuda hiç bir şey yapamaz. Karakola bile celbi imkansız,siz bunu daha iyi bilirsiniz.”diyordu sanki.

Beraberce mıntıka karakoluna gittik, karakol amiri bir psikopatın karakola celbiyle ilgili soruşturma geçiriyormuş, ürkek ve bedbin biçare… neticede şahsın girdiği esnafı ve malum şahsı karakola celbettiler. Patrona işçisinin malum hareketini anlattı müdür; “İşçinden sen sorumlusun, bu hareketi affedilir gibi değil ama (beni kastederek) sayın büyüğüm hoşgörülü kişi, Resmi şikayette bulunmuyor, sende adamını terbiye et ve sağa sola bulaşmasın, sonra kötü olur.”diye ihtarda bulundu. Adamcağız anlayışlı ve kibar kişiymiş ki, işçisi adına defalarca özür diledi ve gerekli şekilde ikaz edeceğini olumsuzluğa meydan vermeyeceğini vaat ederek ayrıldı.

Hani adama sormuşlar adın ne diye,” Mülayim” demiş, sert olsan kaç yazar demişler. Bende sert davransam ne olacaktı ki? Avrupa uyum yasaları çerçevesinde şikayetçi olsak neye yarardı? Bir sürü mahkeme vs. ceza yok, adam daha da azacak. Polis zaten eli kolu bağlı ne yapsın ki? Ah o 30-40 sene evvelki Polis olacak ki, gör nasıl verilirmiş karşılığı.

İster inan ister inanmayın, Çevik Kuvvet, Hassas Bölgeleri Koruma ve Karakol Polisi üniforma ile görev yapmakta hicap duyuyor, bu duyguları her vesile ve her ortamda çeşitli şekillerde adeta haykırıyor. Ben polisin yetkilerinin çeşitli nedenlerle ve şekillerde kısıtlanma noktasını hissettiğim 1989 yılında İl Emniyet Müdürlüğünden alınmamı istedim, 15 yıl müfettişliği tercih ettim, aktif görev istemedim ve birkaç kez de kabul etmedim.

Avrupa Birliği uğruna elimi, kolumuz budandı, ama ayaktayız polis olarak gelecekte ayağımız, başımızda budanırsa ne olacak? Arsız astığı astık, kestiği kestik olacak, masum vatandaş ise hasbel kader yaşayacak. İhkak-ı hak doğacak. Arz ettiğim iki olay bunu gösteriyor. Bu gidişle iyimser olamayacağımıza göre, “Bu güne şükür, yarına Allah Kerim, Allah bu günlerimizi aratmasın” demekten başka çaremiz yok olsa gerek.

Kemal ÇELEBİ - Emekli Emniyet Müdürü
kaynak: Çağın Polisi Dergisi

Bağlantı:
BBcode:
HTML:
Mesaj bağlantılarını gizle
Mesaj bağlantılarını göster

Bir hesap oluşturun veya forumda sizde soru sormak, fikir beyan etmek için oturum açın

Forumda yeni konu açmak veya soru sormak için üye olmanız gerekmektedir

Bir hesap oluştur

Üye değil misiniz? topluluğumuza katılmak için kaydolun
Üyeler kendi konularını başlatabilir ve konulara abone olabilir
Ücretsizdir ve sadece bir kaç dakika sürer

Kayıt

Oturum aç

  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Makaleler / Dergi Yazıları” sayfasına dön