YAPILMASI GEREKENLER5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
Tehdit
Madde 106-(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
1) Öncelikle şikâyetçinin beyanı alınmalıdır. Şikâyetçinin 18 yaşından küçük olması halinde ifadesinin müdafii huzurunda alınması gerektiği unutulmamalıdır.
2) Şikâyetçinin beyanına göre şüpheliler yakalanarak savunmaları alınmalıdır. Şüpheli veya şüphelilerin 18 yaşından küçük olması halinde, bu kişinin ifadesi kolluk tarafından alınamayacak, ancak ve ancak müdafi huzurunda Cumhuriyet Savcısı tarafından alınacaktır.
3) Neyin tehdit teşkil edip etmediği hukuki bir konu olduğundan, vatandaşın tehdit olarak nitelendirdiği bir eylem tehdit niteliği taşımayabilir. Bu nedenle, fail tarafından söylendiği iddia edilen sözlerin neler olduğunun ifade tutanağına açık açık yazılması gerektiği unutulmamalıdır. Yani failin tehdit niteliğindeki hangi sözleri kullandığı iddia olunuyorsa bunların tırnak içinde açıkça yazılması gerekir. Kolluğun yaptığı hatalardan biri de, ifade tutanağına sadece beni tehdit etti gibi bir cümle yazmakla yetinmesidir. Oysa tehdit içerikli cümlenin ne olduğu açıkça ifadeye yazılmalıdır.
4) Olayda tanıklar varsa bunlar bilgi sahibi sıfatıyla dinlenmelidir.
5) Yukarıda “uzlaşma” başlığı altında yaptığımız açıklamalarda, uzlaşma hükümlerinin uygulanmasının imkân dâhilinde olduğu hallerde (malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratılacağından bahis-le yapılan tehdit ile sair tehditlerde) tarafların uzlaşıp uzlaşmayacaklarına ilişkin gerekli soruların sorulması ve uzlaşmaya ilişkin tutanağın taraflar tarafından imzalatılması gerekir.
6) Uygulamada sık karşılaşılan durumlardan bir tanesi de telefon yoluyla yapılan ve ilk planda faili mağdur tarafından belirlenemeyen tehdit olaylarıdır. Mağdur, kolluğa müracaat ederek “şu gün şu saatte veya saatlerde beni …. numaralı telefondan (veya özel numaradan) bir şahıs arayarak tehdit etti” şikâyette bulunabilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda ne gibi soruşturma işlemleri yapılacağına kısaca değinelim:
7) Böyle bir şikâyet söz konusu olduğunda öncelikle bu şahsın beyanı alınmalıdır. Bu beyanında temel olarak şu hususlara yer verilmelidir;
– Olayda mağdurun hangi numaralı telefonu kullandığı (yani mağdurun kullanmakta olduğu ve fail tarafından aranarak kendisine tehdit edildiğini iddia ettiği telefon numarası),
– Failin kullanmış olduğu telefon numarasını görebilmişse bu telefon numarasının ne olduğu,(bilindiği gibi fail özel numaradan veya numarası görünmeyen ankesorlü telefondan aramışsa, karşı taraf onun numarasını göremez)
– Mağdurun hangi tarihler arasında arandığı, en son hangi tarihte saat kaçta arandığı,
– Kendisine yönelmiş bulunan tehdit içerikli sözlerin neler olduğu,
– Şüphelendiği kimselerin bulunup bulunmadığı,
– Failin erkek mi bayan mı olduğu(sesinden yola çıkılarak yapılacak tespit)
– Şikâyete tabi bir tehdit söz konusu ise, şikâyetçi olup olmadığına yönelik beyan,
– Uzlaşma kapsamında bir tehditse(örneğin sair tehdit söz konusuysa) uzlaşmak isteyip istemediğine ilişkin beyanı,
Bu hususları içeren şikâyetçi beyanına aşağıdaki ifade beyanını örnek olarak verebiliriz:
SORULDU:
Yukarıdaki bilgiler doğrudur bana aittir. Başmakçı pazarında sebze satmakla uğraşırım. Hali hazırda kullanmakta olduğum ve kendi adıma kayıtlı 0543…. numaralı telefonumdan yaklaşık 10 gündür bilinmeyen bir numaradan ortalama olarak 8-10 sefer arandım. Bazı aramalarda arayan şahıs konuşma-yarak sadece dinledi ve kapattı. Özellikle son iki gündür yapılan aramalarda bana “sen pazarda yerimi alacakmışsın, aklına bile getirme, seni de aileni de yaşatmam bilmiş ol” gibisinden sözler kullanarak tehdit etti. Bu şahıs erkek sesliydi. Fakat sesinden kim olduğunu çıkaramadım. Benim şahsın bahsettiği olayla ilgili bir alakam yoktur. En son 12.03.2008 tarihinde saat 22.00 civarında aradı. Beni bu şekilde tehdit eden şahsın tespit edilerek cezalandırılmasını isti-yorum dedi. CMK.nun 234. maddedeki işlemler yerine getirilmekle; tutanak içeriği şikâyetçi tarafından okundu, birlikte imza altına alındı.