Polisin Görevi Ölmektir (Mi) Kardeşim…
Forumlarda soru sormak, bilgi danışmak yada bildiğiniz bir konuda paylaşım yaparak katkıda bulunmak için ve forumlardaki içeriklerden tam olarak faydalanmak/görüntülemek için ÜYE olmanız, üye iseniz ÜYE GİRİŞİ yapmanız gerekmektedir. Forumlarda kişi ve kurumlarla ilgili açık bilgiler paylaşmak yasaktır. Forumlarda şahısları hedef alan paylaşımlar yasaktır.
-
admin Doğrulandı
- Site Yöneticisi
- Mesajlar: 1784
- Kayıt: 25 Mar 2019, 01:03
- Konum: https://jandarmaforum.com
- İletişim:
- Durum: Çevrimdışı
Polisin Görevi Ölmektir (Mi) Kardeşim…
Birinci olay İzmir’de yaşandı.
Daha önce alkollü araç kullanmaktan dolayı ehliyetine el konulan bir genç, yine (az da olsa) alkollü araç kullanırken polis kontöründe durmamış, kurulan barikatları da aşmış, polis de silah kullanınca, seken kurşunun (Balistik raporu böyleymiş) kafasına isabet etmesi sonucu genç, girdiği yaşam savaşında yenik düşmüştü…
Olay sonra baba, “Terörden kaçtım, oğlumu polis kurşununa verdim” demiş, herkes de bu sözün peşine düşüp polis hakkında suçlayıcı ifadeler kullanmış, “Dengesiz güç kullanımı” diyerek ortalığı ayağa kaldırmıştı…
Bu olayı bir tarafa not alınız…
Önceki gün, yine bir araç polis kontrolünden kaçıyor. Polis arkasına düşüyor, araç sürücüsü kurulan barikatı da aşıyor ve araç içinde bulunan çocukların zarar görmemesi için dikkat eden polisler, sürücünün kurşun yağmuruna maruz kalıyor ve bir polis, görevi başında şehit oluyor…
Araçtaki çocuklar zarar görmezken, sürücü yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor ama hayati tehlikesi yok, yakın zamanda sağlığına kavuşacaktır…
Bu haberden sonra dikkatle “Kamuoyu”nu ve “Sivil Toplum Kuruluşları”nı, ayıca da İzmir olayından dolayı ahkâm kesenlerin ne diyeceklerini dikkatle takip ettim.
Herkes sus pus…
Neden?...
Yerleşik kanıya göre, polisin görevi “Ölmek”tir…
Gerektiğine “Öldürmek” onun görevi değildir…
Ölmeden suçluyu yakalayabilirsen, yakala… Yok yakalayamazsan bırak gitsin(mi)… Yoksa kendi ölümün pahasına ama zanlıyı, karşı koyanı öldürmeden yakala(mıdır) bunu anlamak mümkün değil…
Bu olayda, kendi ölümü pahasına olaya müdahale eden Gökhan ELBİSTAN isimli bir polis, arkasında eşini ve 2,5 yaşındaki çocuğunu bırakarak gitti ama polis kontörlünden kaçan, silahla karşılık veren zanlının iki çocuğu zarar görmedi, babaları da ölmedi…
Polis, silahını kullandığı zaman ortalık ayağa kalkıyor. Oysa 2559 sayılı yasa, polise bu yetkiyi veriyor. Daha birçok yasada da polise silah kullanma yetkisi veriyor.
2559 sayılı kanunun 16 maddesinin son fıkrasında da ne şekilde silah kullanacağı açıkça ifade edilmiş. Aynen şöyle…
“Polis, yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde "dur" çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir.
Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir.”
İzmir olayında da, Kızılcahamam olayında da polis, kontrol etmek için durdurma girişimde bulunmuş mu, evet…
Filmlerdeki gibi önce “Dur… Yoksa ateş ederim” demiş mi, evet…
Kızılcahamam olayında kaçan adam silahla cevap vermiş mi, evet…
Yukarıdaki yasal anlatıma göre polis, önce “havaya” ateş açınca, karışsındaki muhtemelen polisin önce “Dur” diyeceğini, arkasından “Ölçü”yü kaçırmamak adına havaya ateş edeceğini bilmeyince, olanlar oldu, zanlının tabancasından çıkan kurşun, bu kez polis memurunu şehit etti.
Zanlının da aynı ölçülere uygun olarak önce “Üstüme gelme” ikazında bulunması, arkasından “Havaya” ateş etmesi, sonra da hedefe ateş etmesi gerekirdi ki, hem güçler eşit olsun, hem de yasaya uygun olsun…
Ancak, adamın 2559 sayılı yasayı bilmediği açıkça ortada ki “eşit” davranmamış ve polis memurunun ölümüne neden olmuş…
Şimdi söylenecek söz “Eh… Ne yapalım, polisin görevlerinden biri de yasaya uygun olarak ölmektir” diyeceğiz.
Yoksa!...
Ya da aksi olsaydı…
Adam veya çocukları bu silahlı çatışmada ölseydi…
Vah o silahından çıkan kurşunla ölüme neden olan polisin haline…
Polis kardeşim…
Sen sen ol, yasalara uygun davran. Ölsen ve görev başında “Şehit” dahi olsan da hepsi
“Yasalara uygun” olsun…
Sen yasalar uy ama geride eşin kalmış, küçük çocukların kalmış, onların gelecekteki hayatları zora girmiş, hiç önemli değil…
Dediğim gibi sen sadece “Ölmek” üzere programlanmışsın…
İbrahim PEKBAY - Gazeteci
kaynak : Çağın Polisi Dergisi
Bağlantı: | |
BBcode: | |
HTML: | |
Mesaj bağlantılarını gizle |
Bir hesap oluşturun veya forumda sizde soru sormak, fikir beyan etmek için oturum açın
Forumda yeni konu açmak veya soru sormak için üye olmanız gerekmektedir
Bir hesap oluştur
Üye değil misiniz? topluluğumuza katılmak için kaydolun
Üyeler kendi konularını başlatabilir ve konulara abone olabilir
Ücretsizdir ve sadece bir kaç dakika sürer
Oturum aç
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj