Jandarma Genel Komutanlığı Subay, Astsubay, Uzman Erbaş ve Memur Alımları. >>> TIKLAYINIZ <<<<
Jandarma Forum sayfasına hoşgeldiniz, sitemiz günden güne gelişmektedir. Amacımız doğru ve güncel bilgiyi paylaşmaktır. Sizlerde tecrübeli olduğunuz ve uzmanlaştığınız konularda paylaşım yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Sitemiz nezdinde kurumları yada kişileri hedef alacak söylemler ile kurumlara ait Hizmete Özel, Gizli vb. dereceli evrakların paylaşımı yasaktır. Ayrıca kişi ve kurum ile ilgili forumda açık bilgiler paylaşılması yasaktır. Sitemizde paylaştığımız konularda alıntıladığımız bazı kanun maddelerinde konuyu incelediğiniz gün itibariyle ilgili kanun maddesinde tümüyle veya kısmi değişiklik yada tamamen hükmünü yitirmiş olabileceğini, dolayısı ile bu konulara göre hareket edilmemesi gerektiğini, paylaşılan bu konuların fikir edinilmesi amacıyla paylaşıldığını unutmayınız. jandarmaforum.com bu anlamda her hangi bir sorumluluk kabul etmemektedir. İyi Forumlar, Dileriz. Jandarma Forum Yönetimi.

Yönetimde Motivasyon Unsuru

Kolluk personeli açısından önem arz eden makale ve dergi yazıları
Forum kuralları
Forumlarda soru sormak, bilgi danışmak yada bildiğiniz bir konuda paylaşım yaparak katkıda bulunmak için ve forumlardaki içeriklerden tam olarak faydalanmak/görüntülemek için ÜYE olmanız, üye iseniz ÜYE GİRİŞİ yapmanız gerekmektedir. Forumlarda kişi ve kurumlarla ilgili açık bilgiler paylaşmak yasaktır. Forumlarda şahısları hedef alan paylaşımlar yasaktır.
Jandarma Subay, Astsubay ve Uzman Erbaş Alımları 2023 yılı idari para cezaları Acil Yardım/İhbar/Danışma Hatları - Önemli Telefon Numaraları Mutluluğa Kurşun Sıkma SGRadyo Polis Radyosu Askeri ve Mesleki Tanımlar Askeri / Mesleki Nezaket ve Görgü Kuralları Trafik Cezaları Jandarma Telefon Rehberi GGM Adres ve Telefon Numaraları AMATEM Adres ve Telefon Numaraları
Kullanıcı avatarı
admin
Doğrulandı
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 1786
Kayıt: 25 Mar 2019, 01:03
Konum: https://jandarmaforum.com
İletişim:
Durum: Çevrimdışı

Yönetimde Motivasyon Unsuru

#1

Mesaj gönderen admin »

Komser Şekspir filminden bir sahne; hastanede tedavi görmekte olan Başkomiser Selahattin, doktorunun dinlenmesi gerektiği tavsiyesinin aksine görevinin başına dönmek ister ve karakolu arar:

Başkomiser Selahattin: Karakola geliyorum, ne var ne yok?
Komiser : Karakola mı geliyorsunuz? (!) Biraz istirahat etseydiniz Başkomiserim.
Başkomiser Selahattin: Karakola geliyorum tabi. Orası benim karakolum değil mi? İstediğim zaman gelir istediğim zaman giderim.

Yönetimin beş temel fonksiyonu; planlama, organizasyon (teşkilat / kuruluş - teşkilatlanma), koordinasyon (eşgüdüm), yöneltme (güdüleme) ve denetimdir. Planlanan işe / hizmete uygun yapılanma ve eşgüdümden sonra yöneltme önemli bir yönetim unsuru olarak ortaya çıkmaktadır. Personelin yönlendirilmesi verilen sert ve katı emirlerle mi sağlanacak, yoksa görevi sahiplenmesi sağlanarak işe / göreve motive mi edilecektir? Konunun bu yönüyle karşımıza iki tarz anlayış çıkmaktadır. Birinci tarzda personelin moral durumu ve motivasyon önemli değildir. İkinci tarzda ise personel morali ve motivasyonu dikkate alındığından bazı konulara dikkat etmek gerekmektedir.

Öncelikle yönetici personelin tamamına eşit mesafede durmalı, adalet hissini zedeleyecek davranışlardan uzak durmalıdır. Personel her ne sebeple olursa olsun sorununu başkasına götürmeyi tercih etmemeli, çözümü kendi yöneticisi ile bulmaya çalışmalı, personele bu güven verilmelidir.

Güç odağı oluşması ve bölünmelerin önüne geçilmelidir. Kurumların önemli sorunlarından birisi olan güç odaklarının oluşumu ve bölünme zamanında engellenmezse kuruma uzun vadede büyük zarar verir. Hiçbir kimseye, yeri doldurulamayacak personel muamelesi yapılarak dayatmalarına katlanılmamalı, bu nedenle oluşabilecek bölünmelere engel olunmalıdır.

Yöneticinin çoğu zaman farkında olmadan yaptığı en büyük hata, bir şey sormak ya da bir görev vermek için sık sık personeli yanına çağırmaktır. Bir konu üzerinde yoğunlaşarak çalışan personelin konsantrasyonu bozulmakta, çalıştığı konuyu tekrar toparlayabilmek için tekrar sıfırdan başlamak zorunda kalmaktadır. Bu da moral ve motivasyon üzerinde çok olumsuz bir etki yapmakta, ayrıca bıkkınlığa da neden olmaktadır.

Görevlendirmede aşırıya kaçılmamalı, "nasıl olsa verilen bütün görevleri yerine getiriyor" şeklinde bir anlayışla personelin kapasitesi kritik bir noktaya kadar zorlanmamalıdır. Aşırı yüklenme normal görevlerin de ifasında aksamaları beraberinde getirir. Fazla iş hedeflenirken her tarafta aksama ile karşılaşılabilir.

Kurum içi informel (resmi/kuralsal olmayan) yapılanma da gözden ırak tutulmamalıdır. Formel (kuralsal) yapılanmanın aksine informel yapılanmada değişik ilişkiler olabileceği sürekli gözönünde tutulmalıdır.

Birbirini tanıyan personelin aynı ortamda çalışmaya başlamasıyla bir geçiş dönemi/süreci yaşanır. Sosyolojide bu konu "kümes" örneklemesi ile anlatılır. Daha önce bir arada yaşamamış tavuk ve horozlardan oluşan grup bir kümese kapatıldığında aralarında kıyasıya bir mücadele ve çekişme yaşandığı gözlenir. Bir süre sonra kümeste belirli bir denge oluştuğu görülür. Ancak oluşan durumda ilginçlikler gözlenebilmektedir. Diğerlerini sindiren bir tavuk ya da horozun umulmadık bir şekilde kendisinden daha zayıf ya da küçük görünen bir hemcinsi karşısında pes ettiği gözlenen durumlardandır. Bundan dolayı bu ve benzeri geçiş dönemlerini en az zararla atlatmaya çalışmak da yöneticinin dikkat etmesi gereken önemli bir konudur.

Ve yönetimde en önemli konu: Lüzumsuz Yönetici. Bunun anlamı yöneticinin bir koordinatör gibi davranması, olmadığında hiçbir şeyin aksamaması, yani tam bir kurumsallaşmanın sağlanması.

İş yerleri zamanımızın, dolayısıyla hayatımızın önemli bir kısmını geçirdiğimiz ortamlardır. Diğer zamanlarımızı ve hayatımızı etkileyen önemli etkilere sahip olan işyeri ortamımızı huzurlu, rahat bir ortama dönüştürmek, göstereceğimiz küçük müsamaha ve fedakarlıklarla mümkündür. Küçük şeyleri birbirimizden esirgemeyelim.

ÇATIKKAŞLI LAUBALİLİK -GÜLERYÜZLÜ CİDDİYET

Kamu görevlileri olarak kamu hizmetlerini yürütürken hizmet anlayışımız, felsefemiz ne olmalı? Bu soruyu doğru cevaplandırabilmek için toplumsal yaşam ve toplumsal ihtiyaçların karşılanmasındaki mantığı iyi anlamak gerekir. İnsanların bütün ihtiyaçlarını kendi imkanları ile karşılamaları mümkün değildir, gereksizdir de. Devletin doğuşu ve meşruiyet kaynağı da bu noktada başlamaktadır. Devlet, diğer unsurları yanında kendisini oluşturan en önemli unsur olan milletin (belirli özelliklere sahip insan topluluğu) bireyleri arasındaki konsensusun da (kendiliğinden oluşmuş doğal mütakabat) bir sonucudur. İnsanların beslenme, barınma, güvenlik, eğitim, sağlık gibi fiziksel ve sosyal ihtiyaçları kamu ya da özel sektör tarafından giderilir. Güvenlik ve adalet hizmetleri ile ekonominin en azından denetimi kamusal görevdir. Ekonomi, eğitim ve sağlık gibi alanlarda devletin şekil ve tercihlerine bağlı olarak oranı değişebilecek bir hizmet verilebilir. Toplumsal hizmetler bunlarla sınırlı olmadığı gibi kamu ya da özel sektör tarafından ifa edilen hizmetler de toplumlara ve devlet anlayışlarına, hatta zamana göre değişiklikler arzetmektedir. Bu çerçevede öncelikle bütün bireyler toplumsal konumlarını ve işlevlerini doğru belirlemek durumundadır. Konumuz kamu hizmeti olduğuna göre, kamu görevlileri ile ilgili tespitlerde bulunmamız gerekmektedir.

İfa edilen hizmet kamu hizmeti ve devlet açısından varlık sebebi ise ve bu hizmetler devletin vatandaşlarının vergilerinden sağlanan kaynaklarla yürütülüyorsa, kamu görevlisinin konumu ne olmaktadır? Kendi isteği ile girdiği ve kazancını sağlama karşılığı yaptığı kamu hizmetini ifa ederken tutum ve davranışları nasıl olacak, daha açık bir anlatımla, hizmet verdiği vatandaşlar ile ilişkileri nasıl olacak? Onlara patron gibi tepeden mi bakacak, hizmet yaptığı vatandaşı, kendisinden, anlamadığı bir şeyi dahi sorarken korkarak, ürpererek mi soracak, normal talepleri karşısında suçlu muamelesi mi yapılacak, yoksa "bu benim görevim, vatandaşın talebi ya da müracaatı yeterlidir, sonuçlandırmak ise benim işim" mantığı ile mi hareket edilecek? Tabii ki vatandaşın kanun ve kurallar içinde kalan talepleri kabul edilecek ve sonuçlandırılacaktır. Bu asgari görev ve sorumluluk anlayışıdır. Hizmet götürülen insan ise kendi vatandaşımızdır -ki vatandaşımız olmasa da sonuçta insandır, ondan bir güleryüzü esirgemek niye? Yerine getiremeyeceğimiz taleplerde dahi usulüne uygun, güleryüzle vereceğimiz olumsuz karşılık, talebi yerine gelmese dahi vatandaşımızı onure edecek bir tavır olacaktır. Çağdaş devlet anlayışı vatandaşına en yüksek standarttan hizmet götürmeyi amaçlar. Ayrıca otoriter anlayış yerine iş ve eylemleri sorgulanabilen, vatandaş memnuniyetini esas alan bir anlayışa sahiptir. Bu açıdan kamu görevlerini aynı zamanda vatandaşlarımıza hizmette bir yarış alanı olarak da görmeliyiz.

Bu çerçevede kamu gôrevlilerinin tutum ve davranışlarını değerlendirecek olursak; kaş çatarak, surat asarak yapılan ciddiyet gösterisinin gerçek anlamda bir laubalilik olduğunu söyleyebiliriz. Vatandaşına hizmet götürmek için bulunduğu makamı işgal eden kamu görevlisine, hizmet almak isteyen vatandaş tarafından üst üste iki şey sorulamıyor, yasal talepleri binbir mihnet ve meşakkatle yerine getiriliyorsa burada ciddiyetten söz edilebilir mi? Buna ancak çatıkkaşlı laubalilik denilebilir. Görünüşte bir ciddiyet gibi ama özü itibariyle laubalilik. Çünkü hizmet etme değil etmeme anlayışı. Olması gereken ise hem güleryüz hem de hizmet, yani güleryüzlü ciddiyet.

Cengiz GÜN
Başkomiser
Patlayıcı Maddeler Bürö Amiri
kaynak: Çağın Polisi Dergisi

Bağlantı:
BBcode:
HTML:
Mesaj bağlantılarını gizle
Mesaj bağlantılarını göster

Bir hesap oluşturun veya forumda sizde soru sormak, fikir beyan etmek için oturum açın

Forumda yeni konu açmak veya soru sormak için üye olmanız gerekmektedir

Bir hesap oluştur

Üye değil misiniz? topluluğumuza katılmak için kaydolun
Üyeler kendi konularını başlatabilir ve konulara abone olabilir
Ücretsizdir ve sadece bir kaç dakika sürer

Kayıt

Oturum aç

“Makaleler / Dergi Yazıları” sayfasına dön