YAPILMASI GEREKENLER5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
Madde 234 -
(1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
(3) (Ek: 6/12/2006 –5560/10 md.) Kanunî temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Uygulamada karşılaşılan olaylardan biri de, yaşı küçük olan (18 yaşını doldurmayan) çocukların eve gelmediğine veyahut evi terk ettiğine dair anne ve babanın şikayette bulunması olaylarıdır. Örneğin eve gelmeyen 18 yaşından küçük bir çocuğun kaybolduğundan veya evi bilerek terk ettiğinden bahisle anne ve babanın kolluk kuvvetine müracaat etmesi sık karşılaşılan olaylardandır. Bu durumlarda kolluk kuvvetinin yapmaları gereken bir takım işlemlere yer vermekte fayda vardır.
Görüldüğü üzere kanuni temsilcisinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu rızasıyla da olsa ailesini veya yetkili makamları haberdar etmeksizin yanında tutan kişinin eylemi şikayete tabi bir suç olarak düzenlenmiştir. Yapılacak işlemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Öncelikle müracaatçı anne ve babanın ifadeleri müşteki sıfatıyla alınmalıdır. İfadelerinde;
- Çocuklarını en son ne zaman ve nerede gördüklerine,
- Çocuğun nereye gitme ihtimalinin bulunduğuna,
- Zorla kaçırma gibi bir şüphelerinin bulunup bulunmadığına,
- Kimlerden şüphelendiklerine,
- Telefon numarası varsa görüşüp görüşmediklerine, görüşmüş iseler hangi sonucu aldıklarına, çocuğun kullandığı numaranın ne olduğuna,
- Daha önce çocuğun görüştüğü birileri varsa bu kişilerin numaralarına,
- Kendilerinin yaptıkları araştırmaların ne olduğuna, ne gibi sonuç aldıklarına,
- Şikayetlerinin bulunup bulunmadığına ilişkin beyana,
- Uzlaşmak isteyip istemediklerine,
Dair hususlara ve mağdurun bulunması için yapılacak araştırmalar-da yardımcı olacak somut olayın diğer tüm hususlarına yer verilmelidir.
2) İfadeler alındıktan sonra kaybolan kişinin kaydı polnet kayıtlarına “kayıp şahıs” olarak girilmelidir. Bu sayede şahıs tüm Türkiye çapında kayıp şahıs olarak görünecek ve bulunduğunda haberdar olunabilecektir.
3) Müracaatçıların beyanlarında geçen hususlara göre fail varsa buna ulaşmaya çalışılılmalı, başka yere gittikleri tespit edilirse buna iliş-kin bilgileri içeren araştırma tutanağı tutulmalıdır.
4) Uzlaşma formu tanzim edilmeli ve taraflara imzalatılmalıdır.
5) Mağdura ulaşılması halinde ifadesine başvurulmalı, ifadesinde;
- Nereye ve kiminle gittiğine,
- Kendi rızasıyla mı gittiğine,
- Kendine karşı herhangi bir cinsel eylemde bulunulup bulunulmadığına,
Dair hususlar ile somut olayın özelliklerine göre diğer önemli hususlara yer verilmelidir.
6) Şüpheli şahıs belli ise ifadesi alınmalı, yaşı 18’den küçük ise kimlik tespiti yapılarak ailesine teslim edilmeli, evrak getirileceğinde haber verilerek evrakla birlikte müracaat savcılığına ifadesi alınmak üzere getirilmelidir.
7) Varsa olayın tanıkları bilgi sahibi sıfatıyla dinlenmelidir.